ROBOTİK RADİKAL PROSTATEKTOMİ

Laparoskopik (Kapalı yöntem)  RP’de olduğu gibi göbek altı bölesinde 5-6 delik (port) açarak, buralardan ameliyatta kullanılacak aletler sokularak prostat bölgesine yerleştirilir. Laparoskopik yöntemde bu aletlerin vücut dışında kalan uçları elle yönlendirildiği halde,robotik RP’de vücut dışında kalan uçları ”DA Vinci” denilen robota bağlıdır, robotun kolları da bir bilgisayara bağlıdır, ameliyatı yapan operatör bilgisayardan bu robotu kollarına yön vererek ameliyat işlemini gerçekleştirir. Gerek robotik gerekse laparoskobik yöntemlerde hastaların hastanede kalış süreleri, ortalama kan kayıpları açık ameliyat yöntemine göre daha az olmaktadır. Robotik veya laparoskopik yöntemlerin açık ameliyat yöntemine göre bir avantajı da kilolu-obez hastalarda açık ameliyattan daha kolay uygulanabilmektedir. Ancak bir hastanın tam iyileşip işinin başına dönebilme süresi açısından bu yöntemlerin açık ameliyat yönteminden bir farkı bulunup bulunmadığı tam bilinmemektedir. Birçok çalışmada açık ameliyat yöntemi ile laparoskopik veya robotik ameliyat yöntemleri kanserin tam temizlenmesi, ameliyat sonrası kanserin tekrar etme riski, idrar tutabilme, cinsel gücün devamı gibi faktörler açısından karşılaştırılmış ve tecrübeli ellerde yapılan ameliyatlarda yöntemler arasında bu sonuçlar yönünden belirgin farklılık bulunamamıştır. Bazı kaynaklarda açık ameliyat yönteminde idrar tutabilme oranının daha yüksek olduğu, mesane çıkışında darlık gelişme oranının daha düşük olduğu belirtilmektedir. Laparoskopik ve robotik yöntemlerde hastada yapılan ameliyat kesilerinin toplam uzunluğunun açık ameliyat yöntemindeki ile aynı olduğu bilinmelidir. Ayrıca kapalı yöntemlerin ameliyat süresi açık yönteme göre biraz daha uzun olmaktadır. Amerika’da yapılan araştırmalarda son yıllarda radikal prostat ameliyatlarının %65’ten fazlasının robotik yöntemle yapıldığı bildirilmektedir. Robotik yöntemin maliyeti daha yüksektir. Ameliyat sonrası açık, laparoskopik, robotik tekniklerle ameliyat olmuş hastalar arasında yapılan memnuniyet araştırmalarında, memnuniyetsizlik oranı robotik ve laparoskopik yöntemle ameliyat olanlarda açık ameliyat olanlara göre daha yüksek çıkmaktadır. Bunun en önemli sebebi hastaların ameliyat öncesi yeterli bilgilendirilmemesidir. Hastalar robotik yöntem denince yüksek beklenti içine girmekte, adeta sihirli bir elin ameliyatı yapacağını, ameliyat sonrası hemen hiçbir sorunu olmayacağını sanmaktadır. Halbuki gerek açık gerekse robotik ve laparoskopik yöntemlerde ameliyat sonrası idrar kaçırma, idrar zorluğu, idrar kanalında darlık gelişimi, enfeksiyon gibi sorunlar benzer derecede olabilmektedir. Vurgulamak istediğimiz husus, teknoloji üreten firmaların, bazı hastanelerin ve uygulayıcıların bu yöntem için aşırı reklam yapmaları sonucu birincil amacın ticari olduğu hissini vermeleridir. Doğrusu hangi yöntem olursa olsun etik değerleri göz önüne almayan kampanya ya da reklam yapılmamalı, ameliyat öncesi hastaya yeterli ve doğru bilgi verilmelidir.

Bir başka konu da laparoskopik ve robotik yöntemlerde ameliyat sonrası dönemlerde ilave tedaviler olan radyoterapi ve/veya hormanal tedaviye daha çok ihtiyaç duyulmasıdır. Burada önemli olan hususun operatörün en çok yaptığı, deneyiminin en yüksek olduğu yöntemin, o cerraha güvenen hasta için en uygun yöntem olduğudur. Birçok hasta doktorunu seçmeden yöntemini seçmektedir, bu da bazen istenmeyen sonuçlar doğurabilmektedir. Radikal prostat ameliyatlarında kanserin tam temizlenebilmiş olması, ameliyat sonrası idrarını tutabilmesi ve ameliyat öncesi var olan cinsel gücün korunabilmesine üçlü memnuniyet anlamına gelen ”trifecta” denmektedir. Radikal prostat ameliyatında amaç üçlü memnuniyeti sağlayabilmektir.

Bir önceki yazımız olan Radikal Prostat Kanseri Ameliyat Yöntemleri başlıklı makalemizde prostat kanserinin diğer radikal ameliyat teknikleri hakkında bilgiler verilmektedir.